Ortadoğu = Batı Vatan ve Barış
Batının tabiriyle “ortadoğu” bize göre “bulunduğun yer = batı vatan”. Kavramlar ve tanımlar karmaşası, her alanda olduğu gibi. Batı gibi düşünülürsen, “Doğuda ama ortada bir yerde, oradaki sorunlar pek de bizim meselemiz değil!”. Realite ise, senin toprakların, senin insanın, senin kültürün yani kısacası senin meselen.
Şu ana kadar, bilinen yazılı tarihte, batı vatanın neredeyse hiçbir zaman sakin bir yer olmadığı açık seçik ortadadır. Milattan önce üçüncü bin yıldan günümüze, Mısırlılar, Asurlular, Babilliler Akkadlar, Sümerler, Grekler, Hititler, Hattiler, Romalılar, Yahudiler, Arablar, Farslar, Kürdler ve safları sıklaştırarak Türkler ve son olarak Avrupalılar, burada var olma senaryosunda rol üstlenmişlerdir. Bütün bu medeniyetler, iktidarı ele geçirebilmek için, neredeyse insanlık geçmişinin yarısını teşkil eden bir tarihi yazmışlardır. Bazıları bu süreçte yok olmuş, bazıları kimlik değiştirmiş, bazıları ise batı vatanın ölümcül şartlarına halen direnmektedir.
Satranç, herkesin bildiği gibi iki boyutta oynanan bir oyundur. Batı vatanda satranç ise dört boyutlu, milyon değişkenli bir denklemdir. Aslına bakılırsa denklem denilince, denk olduğu bir değer aranır. Denklem nedir? Denklik nedir? Değişkenler nelerdir? gibi soruların dâhi cevaplanamadığı bir problemi çözmektir bu. Batı vatan satrancında, bırakın normal fiziği, quantum fiziği bile kifayetsiz kalır. Çünkü iki güç odağının değil, birçoklarının, hatta bunları kullanan perde arkası aktörlerin ve de zamanın kendine yer edindiği bir kaostur. Öyle ki, atların fil gibi, filler kale gibi davrandığı, piyonların şah olduğu, vezirlerin diğer güçlere satıldığı bir karmaşa.
Bir asır öncesinde ne olduğu belirsizlerin günümüzde saltanat sürmesi, azınlıkların çoğunluğa tahakkümü, çoğunluğun azınlığa zulmü, işte bunların hepsi batı vatanın gerçekleridir. Bu topraklar, nice savaşlara, katliamlara, soy kırımlara ve sürgünlere şahitlik etmiştir. Aslında sadece şahitlik etmemiştir, bütün bunların da asıl sebebidir. Yani insanlık, dünyanın hiçbir yerinde, üzerinde yaşadığı, gezip dolaştığı topraklardan daha az değerli olmamıştır, batı vatanda olduğu kadar.
Batı vatana barış, ancak toplam özgürlüğün, toplam varislere eşit bir şekilde dağıtıldığı zaman gelir. Bu ise insanı insan olarak görebilen, farklılıkların farkındalığını ortaya çıkartmaktansa onlara müsamaha gösterebilen bir yönetim tarafından tesis edilebilir.
|